10 Şubat 2014 Pazartesi

#2 - Mitler - Bölüm 2

Eski Tanrılar ve Azeroth’un Düzenlenmesi

Bu bölüm Undercity’deki Apothecarium’da, Blackrock Depths’in Domicile bölümünde, Darnassus şehrinde, Ironforge’daki Hall of Explorers’da, Wetlands’deki Menethil Harbor’da ve Western Plaugelands’deki Scholomance’te bulunan “The Old Gods and the Ordering of Azeroth” isimli kitaptan alınmıştır.

“Sargeras’ın işlerini mahvettiğinden habersiz olan Titanlar, dünyadan dünyaya dolaşmaya ve uygun bulduklarına şekil verip düzenlemeye devam ettiler. Bu yolculukları sırasında, üzerinde yaşayanların sonradan “Azeroth” olarak adlandıracağı küçük bir dünyaya denk geldiler. Titanlar bu ilkel yeryüzünde ilerlerken, çeşitli düşman doğa güçleriyle karşı karşıya geldiler. Bu doğa güçleri (elementaller), Eski Tanrılar olarak bilinen şeytani yaratıklardan oluşan bir ırka tapıyorlardı. Eski Tanrılar, dünyalarını istilacıların metalik dokunuşlarından korumaya ve Titanlar’ı püskürtmeye yemin etmişlerdi.

Eski Tanrılar’ın şeytani eğilimleri yüzünden rahatsız olan Pantheon, elementallere ve karanlık üstâdlarına karşı savaş açtı. Eski Tanrılar’ın orduları en güçlü elemental komutanları tarafından yönetiliyordu: Ragnaros the Firelord, Therazane the Stonemother, Al’akir the Windlord ve Neptulon the Tidehunter. Bu kumandanların kaotik güçler, öfkelerini dünyanın her yanına götürdüler ve devasa Titanlar’la savaştılar. Elementaller ölümlülerin anlayışının ötesinde güçlü olmalarına karşın güçlerinin toplamı, Titanlar’ı durdurmaya yetmezdi. Elemental lordları birer birer düştüler ve güçleri dağıldı.

Elementaller
Pantheon, Eski Tanrılar’ın hisarlarını paramparça etti ve dört şeytani tanrıyı, dünyanın derinliklerine hapsetti. Eski Tanrılar’ın öfkeli ruhları fiziksel dünyaya bağlı tutan güçleri olmayınca, elementaller farklı bir boyuta hapsolmuş ve sonsuzluğa kadar birbirleriyle rekabet içerisinde kalmışlardı. Elemental’lerin gidişiyle doğa sakinleşti ve dünya barışçıl bir uyuma girmiş oldu. Titanlar tehditin bastırıldığını gördüler ve tekrar işe giriştiler.

Earthen'lar
Titanlar, dünyayı şekillendirmelerine yardım etmek için birkaç ırkı güçlü kıldılar. Sonsuz derinlikteki mağaraları şekillendirmek için, cüce benzeri “earthen”ları sihirli, yaşayan taştan yarattılar. Denizleri yayıp, deniz dibinden toprağı kaldırmak için, muazam ancak kibar deniz devlerini yarattılar. Çağlar boyunca Titanlar, ortada son bir mükemmel kıta kalana kadar dünyayı değiştirip şekillendirdiler. Kıtanın ortasında enerjilerin etrafa yayıldığı bir göl oluşturdular. Adını Well of Eternity (Sonsuzluk Çeşmesi) koydukları göl, dünya için hayatın kaynağı olması için yapılmıştı. Onun güçlü enerjileri, dünyanın kemiklerini eğiterek, toprağın zenginliğinde hayatın kök salmasını sağladı. Zamanla bitkiler, ağaçlar, yaratıklar ve her türden yaratıklar, bu ilkel kıtada gelişmeye başlamıştı. Titanlar’ın son iş gününde alacakaranlık düştüğünde, kıtanın adını “Kalimdor” koydular: “Sonsuz yıldızışığının toprağı”



Dragonflight’ların Görevlendirilmesi

Bu bölüm, Ashenvale’daki Astranaar’da, Ironforge’daki Hall of Explorers’da, Wetlands’deki Menethil Keep’de, The Barrens’daki Ratchet’ta, Brill’deki Gallows’ End Tavern’de bulunan “Charge of the Dragonflights” kitabında yer almaktadır.

“Küçük dünyanın düzene girmesinden ve buradaki işlerinin bitmesinden memnun kalan Titanlar, Azeroth’u terketmeye hazırlandılar. Gitmeden önce bu dünyanın en muhteşem türlerinden Dragonflight’lara, Kalimdor’un mükemmel sükunetini tehdit eden tüm güçlerden koruma görevini verdiler. O çağlarda birçok Dragonflight bulunuyordu, ancak kardeşleri üzerinde baskı kuran sadece beşiydi. İşte bu beşliyi Titanlar, gelişen dünyanın çobanı olarak seçtiler. Pantheon’un üyeleri, güçlerinin bir bölümünü bu liderlere aşıladılar. Bu görkemli ejderler (aşağıda listelendiği gibi) Great Aspects, ya da Dragon Aspects olarak isimlendirildiler.
Aman’Thul, Pantheon’un Büyük Babası, kozmik gücünün bir kısmını dev bronz ejdere, Nozdormu’ya bağışladı. Büyük Baba, Nozdormu’ya zamanın kendisini, kader ve alınyazısının yollarını koruma görevini verdi. Sabırlı ve onurlu Nozdormu, Timeless One olarak bilinmeye başlanmıştı.

Tüm hayatın koruyucusu olan Eonar, gücünün bir kısmını kızıl dev Alexstrasza’ya verdi. Bundan sonra Alexstrazsa, Life-Binder olarak bilinecek ve dünyadaki tüm canlıların güvenliğini sağlamak için gücünü kullanacaktı. Üst düzey bilgeliği ve yaşayan şeyler için sınırsız merhametiyle Alexstrazsa, Dragonqueen oldu ve kendi türünün söz sahibi haline geldi.

Eonar ayrıca, Alexstrazsa’nın küçük kız kardeşi, küçük yeşil ejder Ysera’yı da doğanın etkisiyle kutsadı. Ysera uyanan Yaratılış Rüyası’na (Dream of Creation) bağlı bir şekilde sonsuz bir transa geçti. Dreamer olarak bilinen ejder, dünyayı kendi evreni Emerald Dream’den izlemeye devam etti.

Bilgi saklayan ve usta sihirbaz Titan, Norgannon, mavi ejder Malygos’u kendisinin sonsuz gücünün bir bölümüyle ödüllendirdi. O zamandan bu yana Malygos, Spell-Weaver, sihrin ve gizli iksirlerin gardiyanı oldu.
Dünyayı şekillendiren Titan Khaz’goroth, güçlü siyah ejder Neltharion’a gücünün bir kısmını sundu. Sonradan Earth-Warder olarak bilinen muhteşem Neltharion’a dünya yüzeyi ve derinlerinin hakimiyeti verildi. Dünyanın gücünü vücuda getirdi ve Alexstrasza’nın en büyük destekçisi olarak hizmet verdi.


Titanlar’ın yokluğunda bu beşli, dünyanın savunmasıyla görevlendirildi. Yarattıklarını ejderlerin güvenli korumasında bırakan Titanlar, Azeroth’u sonsuza dek terkettiler. Ne yazık ki Sargeras’ın bu yeni doğan dünyanın varlığını öğrenmesi pek uzun sürmeyecekti…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder